Makale
Irak işgalinden Brüksel’e uzanan yol
Ne oluyoruz? Nedir bu terör dalgası? Kadın, yaşlı, çocuk, sivil asker ayırımı yapmayan bu kör şiddetin arkasında ne var?
Bu süreci SoÄŸuk SavaÅŸ’ın gâlipleri baÅŸlattı. Asıl tırmanış ise Irak’ın iÅŸgal edilerek OrtadoÄŸu’nun kaosa itilmesiyle gerçekleÅŸti. Biraz Irak iÅŸgalini hatırlayalım önce.
20 Mart 2003 tarihide, ABD, müttefiki 35 ülkenin askeri desteÄŸini ve 15 ülkenin de siyasi desteÄŸini alarak Irak’ı iÅŸgal etti. Bu ülkelerin başında da Avrupa ülkeleri gelmekteydi. BM ve dünyanın diÄŸer kesimi de bu iÅŸgali engelleyemedi.
11 Eylül eylemlerini El Kâide yapmıştı. Öyle diyordu ABD. Kısa sürede Irak’ı iÅŸgal etti. Ama masa başında planlandığı gibi gitmedi iÅŸler. Sosyoloji askerlerin mantığına paralel çalışmadı.
Amerika, iÅŸgaline gerekçe olarak Irak’ın nükleer silahlarını ve Saddam Hüseyin’in El Kaide ile irtibatını ileriye sürüyordu. Aksini iddia edenleri ise; “Ya bizimlesiniz ya da teröristlerle” diye tehdit ediyordu. Lâkin sonraları ABD’nin de itirafıyla iddiaların tümü asılsız çıktı.
ABD kullanım tarihi geçmiş bombalarıyla en sofistike yıkıcı yeni silahlarını burada şehirler üzerinde kullandı. Uluslararası kanunlara göre yasak kimyasal silahları dahi kullandı. Toprağı zehirlediler, kanser ve çocuk hastalıkları başta olmak üzere birçok öldürücü hastalık Iraklılara musallat oldu.
1.2 milyondan fazla sivilin öldüğü, başta Bağdat ve Fellüce olmak üzere nice şehirlerin tahrip edildiği, altyapılarının çökertildiği, tarihi zenginliklerinin yağmalandığı, 7 milyon civarında Iraklının evini-barkını terketmek zorunda kaldığı bir realiteden bahsediyoruz. Bu zorunlu göçler hem ülke içinde hem de ülke dışına beraber yaşandı.
Iraklılar; yıllardır içecek su bulamıyor, petrol zengini bir ülkede petrol istasyonlarında kuyruklar oluşuyor, hastahâneler gerekli malzemeden ve ilaçtan yoksun, elektrik kesintileri had safhada, akan kan bir türlü durmuyor, işsizlik oranı içler acısı..
Koca ülke mezhep ve etnik temelli bölünmüş. Yönetim fanatik Åžiîlere devredilmiÅŸ. O günleri hatırlayanlar bilirler. ABD Irak’ı iÅŸgal ederken Åžiî dinî merciler ABD askerlerine karşı gelmemeleri konusunda Iraklı Åžiilere yönelik fetvalar yayınladılar.
Irak – İran savaşında İran saflarında savaÅŸmış Åžiî Dava Partisi’ne Irak teslim edildi. Bu parti de Irak halkının maslahatlarına göre deÄŸil, tamamen İran’ın stratejileri ve dar mezhep çıkarları saikleriyle hareket etti ve ediyor..
Irak halkının Sünnî kesimi iÅŸgalin ilk yıllarında büyük bir direnç gösterdi. Zamanla El Kaide buraya yerleÅŸmeye baÅŸladı. Yıllar sonra da coÄŸrafyadaki sosyo-politik ve sosyo-psikolojik realiteler DAEÅž’i El Kaide içerisinden ortaya çıkardı.
Birinci soru: Eğer Irak işgal edilmeseydi DAEŞ diye bir garabet yapı ortaya çıkar mıydı?
Arap Baharı’yla beraber Arap halkları hür iradeleriyle kendi yöneticilerini seçmek istediler. Libya’nın hâli pür melâli ortada. Mısır’da halkın hür iradesiyle seçilen Muhammed Mursi askeri darbeyle devrildi. Batı buna darbe dahi demedi. Darbeciler bu destek eÅŸliÄŸinde binlerce sivili katletti, onbinlercesini hapislere tıktı, nice idam kararları verildi.
Suriye’de de diktatör Esad sivil halkın üzerine ateÅŸ kustu. Halk ayaklandı. Silahlandılar. Bunların büyük bölümünü de mutedil İslâmî yöneliÅŸli yapılar oluÅŸturmaktadır.
Önce muhaliflere destek veren Batı, var olan siyasi ve güç dengeleri kompozisyonundan Suriyeli laikler iktidara gelemeyecek endiÅŸesiyle savaşın ömrünü uzatmaya baÅŸladı. Bir de baktık ki DAEÅž Suriye’nin üçte birini ele geçirmiÅŸ. Hangi istihbarat gücünün ne kadar bu iÅŸin içinde olduÄŸu tartışması uzmanlarının iÅŸi.
Ancak biz ikinci sorumuzu soralım: EÄŸer Suriye’de halkın hür iradesiyle belirleyeceÄŸi bir yönetim ÅŸeklinin oluÅŸmasına izin verilseydi DAEÅž bu kadar güç kazanabilir miydi? İstanbul’dan Brüksel’e bu kanlı eylemleri gerçekleÅŸtirebilir miydi?
Ölene kadar terörist DHKP-C lideri ve kurucusu Dursun KarataÅŸ’ı kollamış, Özdemir Sabancı suikasti sanığı Fahriye Erdal’ı koruyan, en üst düzey PKK yöneticilerine kucak açan ve daha geçen gün Ankara’daki kanlı terör eylemi ortadayken Brüksel’de Türkiye BaÅŸbakanı’nın gözüne sokarcasına PKK’ya çadır kuran Belçika, bundan sonra iyi terör kötü terör ayrımından vazgeçer mi?
Henüz yorum yapılmamış.